Ankara Otizm Özel Eğitim Merkezi

Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezimiz Ankara’da, otizmli çocuklara fayda sağlamayı amaçlayan, duygusal, davranışsal, sosyal ve akademik otizm eğitimi imkânı sağlayan M.E.B. destekli ücretsiz özel eğitim merkezleridir.

Merkezimiz başvuru dahilinde aba terapisine ek olarak, otizme bağlı dil ve konuşma güçlüğü yaşayan öğrencilerimiz için Hacettepe Üniversitesi mezunu dil ve konuşma terapistleriyle bireysel dil ve konuşma terapisi düzenler.

Psikologların da bulunduğu eğitim kadromuz, her bireyin eğitsel, sosyal ve davranışsal gereksinimlerini kapsayan eğitim programlarını, bireysel eğitim planına uygun bir şekilde verir.

Oti̇zm Spektrum Bozukluğu Nedir?

Otizm spektrum bozukluğu, Dünya Sağlık Örgütü’nün hazırlamış olduğu ICD-10 klavuzuna (Uluslararası hastalık sınıflandırma ve tanımlama klavuzu) göre “Yaygın gelişim bozuklukları” kategorisinde yer alan nörogelişimsel bozukluktur. Otizm spektrum bozukluğunun, beyin işleyişini veya yapısını etkileyen sinir sistemi problemlerinden kaynaklandığı düşünülmektedir.
Kişinin beyin gelişiminde çevresindeki diğer insanları nasıl algıladığını, onlarla ne derece sosyalleştiğini etkileyen buna bağlı olarak da iletişim ve sosyal etkileşim sorunlarına yol açan bir durumdur. Aynı zamanda otizm spektrum bozukluğu stereotipik (tekrarlayan) davranışlar ve belirli sınırlar içerisinde yer alan davranış kalıplarını kapsar.

Oti̇zm Spektrum Bozukluğu Ne Değildir?

  • Otizm spektrum bozukluğu, bilinenin aksine bir hastalık değildir bu nedenle ilaçla tedavi edilmez.
  • Otizm spektrum bozukluğu, beyin gelişimi ve sinir sistemi (nörolojik) ile ilişkilendirilen gelişimsel bir bozukluktur. Yaygın gelişimsel bozukluklar içerisinde yer alır.
  • Otizm spektrum bozukluğu, bireyin sosyal etkileşim ve iletişiminde yetersiz kalma, ilgi alanlarını sınırlı tutma, tekrarlayan (stereotipik) davranışlar içermektedir.
  • Otizm spektrum bozukluğu gösteren bireyler öğrenebilir ve eğitilebilirler.
  • Otizm spektrum bozukluğu gösteren bireylerin belirtileri eğitim ve farklı terapi yöntemleri ile değişebilir fakat otizm spektrum bozukluğu hayat boyu bireyi takip eder.
  • Otizm spektrum bozukluğu yaşamın ilk yıllarında belirtilerini gösterir ancak her otizm spektrum bozukluğu vakası erken tespit edilemeyebilir.
  • Otizm spektrum bozukluğu her bireyde farklı şekilde ve şiddette ortaya çıkmaktadır bu sebeple otizm spektrum bozukluğu gösteren her birey farklı eğitim ve terapi yöntemine ihtiyaç duymaktadır. Otizm spektrum bozukluğu gösteren her bireyin ihtiyacı olan eğitim ve terapi yöntemleri onların ilgi duydukları alanlara, yaşlarına göre belirlenmektedir.
  • Otizm spektrum bozukluğu gösteren bireylerin zayıf yönleri olduğu kadar güçlü yönleri de vardır. Örneğin; resim, müzik, spor vb. alanlarda yetenekli olabilirler.

Oti̇zm Spektrum Bozukluğu Belirtileri Nelerdir?

  • Eğer bir birey evde, okulda veya yuvada aşağıda yer alan davranışların çoğunu gösteriyorsa mutlaka alanında uzmanlaşmış bir doktora başvurmalıdır.
  • 12 aylık olduğunda dahi adına tepki vermez, seslenildiğinde bakmaz.
  • Sizinle göz teması kurmaktan kaçar. Yalnız olmayı tercih eder.
  • Konuşma ve dil becerisinde gecikme görülür. Örneğin; 24 aylıkken 3 kelimelik cümleler kurmaya başlar ve kullandığı kelime sayısı 300’e ulaşır.
  • Sosyal etkileşim sorunları görülür.
  • Sohbet başlatma ve sürdürme konusunda zorlanır.
  • Ekolali (bir sözcük veya cümleyi tekrar etme) görülür.
  • Stereotipik (tekrarlayan) hareketler gösterir.
  • Ortak ilgi ve ortak dikkat kurma konusunda sorun yaşar.
  • Belirli rutinleri vardır ve bu rutinlerin dışına çıkılmasından hoşlanmaz.
  • Çevresindeki durum ve olaylara duyarsızlık veya aşırı duyarlılık gösterir.
  • Başkalarının düşüncelerini ve duygularını anlama konusunda sorun yaşar.
  • Nedensiz bir biçimde üzülme, ağlama, gülme gibi davranışlar gösterir.
  • Öfke nöbetleri geçirebilir ve şiddet gösterme eğilimindedir.
  • El çırpma, el ovuşturma, kolları çırpma, sallanma, dönme, kendisini yalama, ayak parmak ucunda yürüme gibi hareketler gösterir.
  • 14 aylıktan itibaren ilgisini çeken nesneyi işaret parmağıyla göstermez.
  • Rol ve taklit gerektiren oyunlarda zorlanır.
  • Yemek yeme alışkanlıklarında düzensizlikler görülür.
  • Gündelik işlerini yerine getirmekte sıkıntı yaşar.
  • Kendisi için tehlike yaratacak durumları algılamada sorun yaşar.
  • Yaşıtlarına oranla daha aktif veya daha pasif olabilir.

Yukarda yer alan belirtiler bireyin kesinlikle otizm spektrum bozukluğu tanısı alacağı anlamına

gelmez. Alanında uzmanlaşmış doktorlar kendi değerlendirmelerini yaparak, bu alanda uzmanlaşmış diğer eğitimcilerin ve psikologların görüşlerinden de yararlanarak bulguları ortaya koyarlar. Otizm spektrum bozukluğu gösteren bireylerin erken tanı alması, bilimsel eğitim ve terapi yöntemleri kullanılarak eğitimine başlanması son derece önemlidir. Bireylerin alacağı doğru ve nitelikli eğitimler onların dil becerileri, sosyal etkileşimleri, davranış geliştirmelerine olumlu etki edecektir.

Oti̇zm Spektrum Bozukluğu Risk Etmenleri Nelerdir?

Bireyin, otizm spektrum bozukluğu davranışlarını göstermesinde ailenin dini, dili, ırkı, sosyoekonomik düzeyi, yaşadığı coğrafi bölge, eğitim düzeyi gibi etmenlerin hiçbir etkisi yoktur.
Her ailede otizm spektrum bozukluğu davranışlarını gösteren bireyler dünyaya gelebilir. Bu olasılık risk etmenleri ile ilgilidir.
Risk etmenlerini şöyle sıralayabiliriz:
➢ Genetik (kalıtım) etmenler
➢ Çevreye bağlı etmenler
➢ Genetik (kalıtım) etmenlerin ve çevreye dayalı etmenlerin etkileşimi

Genetik (Kalıtım) Nedenli Etmenler

Genetik denilince akla DNA gelir. DNA, hücrelerin yapı taşıdır ve hücreleri işlevlerini yerine getirmeleri için harekete geçirir. Bakteriler, hayvanlar, bitkiler, insanlar yani kısacası yeryüzünde yaşayan her varlığın DNA’sı vardır. DNA’mız gelecek nesle hangi genetik özelliklerimizi aktaracağımızı belirler. Yaklaşık 20.000-25.000 genimiz vardır. Genlerin yapısında meydana değişiklikler insanlar arasında bireysel farklılıklara neden olur. Bu nedenle
en ufak bir genetik değişme ciddi rahatsızlıklara neden olabilmektedir. Bazı değişmeler ise insanları meydana gelebilecek rahatsızlıklara karşı dirençli kılabilir. Bu bağlamda otizm spektrum bozukluğunu ele alacak olursak DNA’nın rolü büyüktür ancak otizm spektrum bozukluğu tek nedenle açıklanamaz.

Beyin Yapısı Nedenli Etmenler

Beyin yapısı hakkında yapılan bazı araştırmalar otizm spektrum bozukluğunun nörogelişimsel (beyin kaynaklı gelişimsel bozukluk) olduğu tespit edilmiştir. Sinir sistemimiz genetiğimizin yapısını oluşturmaktadır ve beynimiz de bu yapının parçasıdır. Beyin yapısında meydana gelen
düzensizlikler de otizm spektrum bozukluğuna neden olmaktadır. Bazı araştırmalara göre kalıtım, tanı almış otizm spektrum bozukluğu vakalarının %70-80’ini açıklamaktadır. İsveç’te yapılan başka bir araştırmada ise kalıtımın %50’sini açıkladığı belirtilmektedir. Aynı zamanda otizm spektrum bozukluğu tanısı alan bir bireyin ikinci kardeşinin de otizm spektrum bozukluğu tanısı alması olasılığının on kat, otizm spektrum bozukluğu tanısı alan kuzeni/yeğeni varsa diğer bireyin de otizm spektrum bozukluğu tanısı alma olasılığının iki kat fazla olduğu ortaya konulmuştur.
Otizm spektrum bozukluğu tanısı almış bireylerde beynin Prefontal Korteksinin (davranış bileşenlerinin bağlantılarını yapan sistem) büyüdüğünü ve normalden daha büyük olması dolayısıyla akranları arasında normal gelişim gösteren bireylerin beyinlerinden daha farklı olduğunu belirlenmiştir. Beyinde bulunan Prefontal Korteks bireyin sosyal, duygusal ve iletişimsel işlevleri açısından önem taşımaktadır. Aşırı büyümenin, normalden fazla beyin
hücrelerinin ve buna bağlı olarak normal dışı nöronların erken çocukluk dönemlerinde otizm spektrum bozukluğuna neden olan önemli bir risk etmeni olduğu düşünülmektedir.
Teknolojinin gelişimiyle birlikte otizm spektrum bozukluğu hakkında yapılan beyin yapısı araştırmaları gün geçtikçe artmaktadır. Son yıllarda yapılan araştırmalar Prefontal Kortekste yer alan Serebral Korteks’in (sosyal davranışlardan sorumlu bölüm) yanı sıra beynin Amigdala (duygusal olaylarla ilgili bölüm), Hipokampüs(beynin hafıza merkezi) ve Serebellum (vücudun denge organlarının bir bölümü) bölgelerindeki değişimlerin otizm spektrum bozukluğu ile yakından ilişkili olduğu belirtilmektedir.

Çevresel Risk Etmenleri

Otizm spektrum bozukluğunun ortaya çıkmasında %20- %50 oranla çevresel faktörlerin neden olduğu düşünülmektedir. Genetik (kalıtım) risk etmenleri ile çevresel etmenlerin etkileşimi otizm spektrum bozukluğu riskini arttırmaktadır. Ebeveynlere ve doğuma bağlı çevresel risk
etmenlerini şöyle sıralayabiliriz:
❖ Prematüre: Bireyin erken doğması bir risk etmenidir, ancak erken doğan bireylerin büyük bir kısmında otizm spektrum bozukluğuna rastlanmamaktadır. Bireyin doğduğu zamanki ağırlığının 1500 gramdan az olması riski artırdığı düşünülmektedir.
❖ Annenin zehirlenmesi: Hamilelik döneminde ve doğum esnasında enfeksiyon veya zehirlenme durumunun yaşanması, bireyde otizm spektrum bozukluğu görülme riskini artırdığı düşünülmektedir.
❖ Annede bulunan D vitamini eksikliğinin de dikkat edilmesi gereken risk etmenleri arasında yer aldığı düşünülmektedir.
❖ Annenin obezitesi: Modern zamanın sorunlarından biri olan aşırı kilolu olma durumu bireylerde otizm spektrum bozukluğunun ortaya çıkma riskini artırdığı düşünülmektedir. Ancak bu durum, her kilolu anne adayının çocuğunda otizm spektrum bozukluğu olacak anlamına gelmemektedir.
❖ Doğumdaki komplikasyonlar: Doğum esnasında bebeğin beynine oksijen gitmemesi gibi durumlarda ortaya bazı komplikasyonlar çıkabilmektedir ve bu komplikasyonların otizm spektrum bozukluğuna neden olabileceği düşünülmektedir.
❖ Yaşı ileride olan bir baba adayı ile 35 yaş üzeri bir anne adayından doğmuş olmak otizm spektrum bozukluğu konusunda çevresel risk etmenleri arasında gösterilmektedir.

Yiyecek ve İçeceklerdeki Risk Etmenleri

Yiyecek ve içeceklere konan katkı maddeleri, boyalar ve koruyucuların insan üzerindeki etkileri hakkında yapılan araştırmalar, Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) bulunan bireyler üzerinde olumsuz bazı etkileri olduğunu ortaya koymuştur. Her üç otizm spektrum bozukluğu tanısı alan bireylerin bir tanesinin Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu gösterdiği düşünülürse katkı maddesi içeren yiyecek ve içeceklerin doğrudan olmasa bile dolaylı yoldan bireyleri etkilediği düşünülmektedir. Otizm spektrum bozukluğu belirtileri gösteren bireylerin büyük bir kısmının yeme alışkanlıklarının düzensizliği, obezite ve gastrointestinal sorunları olduğu düşünüldüğünde, bu bireylerin beslenmelerinin ve ne tür ürünlerle beslendiklerinin de niteliği önem taşımaktadır.

Oti̇zm Spektrum Bozukluğunun Yaygınlığı Nedir?

Norveç’te bulunan resmi evraklarda 1980’li yıllarda her 2000 çocuktan bir tanesinin, 1990’lı yıllarda ise her 1000 çocuktan bir tanesinin otizm spektrum bozukluğu tanısı aldığı belirtilmektedir. Belirtilen tarihlerde Norveç’te henüz güvenilir bir kayıt sistemi oluşturulmamıştı. Ancak 2008 yılında güvenilir bir sistem oluşturmak için çalışmalara başlandı.
Son yıllarda kayıt sisteminden alınan verilere göre, Norveç’te 2010 yılında yaşı 11 olan çocuklar arasında yapılan araştırmaya göre her 125 çocuktan bir tanesinde otizm spektrum bozukluğu belirtileri olduğu tespit edilmiştir.
Norveç Sağlık Bakanlığı ile iş birliği yapılarak otizm spektrum bozukluğu belirtileri gösteren bireylerin eğitim almasının önemini vurgulamak amacıyla 2016 yılı verileri incelenerek sistemli hale getirildi ve iki gruba ayrıldı:

  1. Okul öncesi 1-5 yaş grubu
  2. Zorunlu temel eğitim 6-16 yaş grubu
    Norveç’te yaşayan 1-5 yaş grubunda yer alan çocukların 564’te birinde otizm spektrum bozukluğu belirtileri bulunmaktadır. Kız ve erkek çocuklar arasındaki fark ise oldukça fazladır.
    1-5 yaş grubunda yer alan kız çocuklarının her 1594’ünün birinde otizm spektrum bozukluğu tanısı bulunurken, erkek çocuklarda bu oran 349’da birinde görülmektedir. Kısacası 1-5 yaş grubunda yer alan erkek çocukların sayısı kız çocukların sayısından 4,56 kez daha fazladır.
    6-16 yaş grubunda ise rakamlar değişkenlik göstermektedir. Cinsiyet ayrımı yapılmaksızın bu yaş grubunda yer alan her 241 çocuktan birinin otizm spektrum bozukluğu belirtileri gösterdiği belirtilmektedir. 6-16 yaş grubunda bulunan kız çocuklarda 544’te birinde, erkek çocuklar da ise 157’de birinde otizm spektrum bozukluğu belirtileri görüldüğü ortaya konulmaktadır. Elde edilen veriler göstermektedir ki okula giden çocuklarda otizm spektrum bozukluğu belirtileri görülme olasılığı okul öncesi dönem çocuklarına oranla daha fazladır.

Oti̇zm Spektrum Bozukluğu Tanısı Olan Çocukların Eğitiminde Aile Katılımının Önemi Nedi̇r?

Çocukların gelişimlerinde en önemli rol ailelere aittir. Çocuklara ihtiyacı olan bakımı ailesi vermektedir. Bu nedenle ailenin çocuğu desteklemesi ve gelişim sürecinde yanında olması çok önemlidir. Özellikle otizm spektrum bozukluğu gösteren bireyler için bu durum daha da önemlidir. Ebeveyn olarak çocuğunuzun durumunu kabullendikten ve ona uygun eğitim yöntemine karar verildikten sonra yapmanız gereken şey çocuğunuzu alacağı eğitime hazırlamak ve desteklemek olacaktır. Çocuğunuzun eğitime hazır olması, size ve eğitim veren kişiye kolaylık sağlayacağı gibi çocuğunuzun da eğitimden üst düzey verim almasını sağlar. Çocuğunuz eğitime başlamadan önce eğitim alacağı ortamı, çevreyi ve kişileri tanımalıdır. Bazen çocuklar için evlerinden uzaklaşmak kaygı verici olabilir. Bu durumun en aza indirgenmesi için çocuğun eğitim alacağı ortamda kısa bir süre bulundurulması ve bu sürenin giderek arttırılması önerilir.
Otizm spektrum bozukluğu tanısı almış çocuğunuz için evi sadece kendisini rahat hissettiği bir yer değil aynı zamanda bir eğitim ortamı özelliği de göstermektedir. Evde çocuğunuz ile birlikte yapacağınız etkinlikler çocuğunuzun çevresiyle ilgili bilgi edinmesine olanak sağlayıcı nitelikte olmalıdır.

Örnek verecek olursak, sofrayı hazırlarken veya kendi yatağını toplarken yapması gerektiği işi kısa ve net bir şekilde çocuğunuzun düzeyine uygun olarak açıklamanız son derece önemlidir. Çocuğunuzdan yapmasını istediğiniz işi ilk başta tam anlamıyla yapmasını beklememelisiniz. Sabırlı olmalı ve her seferinde çocuğunuzu destekleyerek onun başarılı olması için yardımcı olmalısınız. Çocuğunuzun evde daha kolay ve iyi öğrenmesi için pahalı materyallerin kullanılması şart değildir. Evinizde bulunan nesneleri de öğretim için kullanabilirsiniz. Örneğin;
✓ Bardak: Kullanım amacını öğrettikten sonra bazı kavramların (sert, şeffaf, ince vs.)
öğretimi için de kullanabilirsiniz.
✓ Minder: Geometrik şekillerin öğretimi (dikdörtgen, kare vs.) için ve yine bazı
kavramların (renk kavramı, yumuşak vs.) öğretimi için kullanabilirsiniz.
✓ Portakal: Yenilebilir olmasının yanı sıra yine kavram (büyük-küçük, pürüzlü-kaygan)
öğretiminde, tat duyularının öğretiminde kullanılabilir.
Evde çocuğunuzla beraber yapacağınız etkinliklerin katkısıyla çocuğunuz bağımsız bir şekilde hareket etmeyi öğrenecek ve zamanla kendi ihtiyaçlarını kendisi halledebilir duruma gelecektir. Çocuğunuzun size olan bağımlılığı azaldıkça özgüveni artacaktır. Buna bağlı olarak da çevresini daha iyi algılayabilir ve hissedebilir duruma gelecektir. Bunun yanı sıra çocuğunuzun başarılarının övülmesi onu başka bir başarı elde etmesi için motive edecektir. Ancak verdiğiniz övgüleri doğru durumlarda vermeniz çok önemlidir. Çünkü bu durum çocuğunuzun kendisinden istenenleri doğru olarak yaptığını anlamasına ve kendi içsel motivasyonunu kazanmasına yardımcı olacaktır.

ŞeydaNur Deligöz

Danışmanlık

Ücretsiz Eğitim, Terapi ve Danışmanlık

Özel Eğitim Merkezlerimizden ücretsiz danışmanlık alabilir, değerlendirme talep edebilir ve karşılaştığınız problemler için bizi hemen arayabilirsiniz.

Hemen Ara